top of page
  • Yazarın fotoğrafıFecr-i Ati

Enver

1.Balkan Harbi daha yeni bitmişti. Enver biraz bitkin biraz umutsuz , Anadolu’ya yol almıştı. Kolay değildi ne de olsa doğduğu topraklar elden gitmişti. Canını sıkansa bir tek bu değildi. Savaşta tüm ailesi ölmüş üstelik cesetleri dahi bulunamamıştı. Gidilecek tek yeri kalmıştı. O da Konya’da yaşayan teyzesiydi. Teyzesi Gülnihal oraya gelin gitmiş. Kocası vefat edince de geri dönmemişti. Enver teyzesini çok severdi ama onun oğlu Ferid’ten hiç hazzetmezdi. Bu çocuk hayatında kimseye yarar etmeyen şımarığın tekiydi. Enver ile yaşıttı halbuki,küçükken de iyi arkadaşlık ederlerdi.Ama bir gün Ferid Enver ile münakaşa etmiş Rumeli’nin pis bir yer olduğunu söylemişti.Rumeli Enver’in yumuşak karnıydı biri Rumeli’ye laf etti mi deliye dönerdi. Nitekim öyle oldu. O günden gayrı bir daha hiç konuşmadılar. Enver, yolu Ferid’in onu eve alıp almayacağını düşünerek geçiriyordu. Bir yandan da içinden savaş çıksa da beni yolumdan alıkoysa diye geçirmeden edemiyordu. Çıkmazdı biliyordu ama belli de olmazdı. Düşünerek geçtiği yollar, yorulmuş bedenine zehir gibi geliyordu. Ama bir şekilde teyzesinin evine ulaştı . Teyzesi inekleri sağmış elindeki güğüm içeriye dönerken fark etti onu. İlk başta Enver’in savaşlarda solmuş benzini tanıyamadı. Ama o kahverengi gözleri kim unutabilirdi ki! Elindeki güğümü fırlatıp sıkıca sarıldı Enver’e . Bu Enver’i biraz olsun rahatlatsa da bu uzun sürmedi.İçeriden bir ses: -Ana, kim geldi? Enver duraksadı. Biraz Gülnihal Hanım’ın vereceği cevabı merak etmişti. Gülnihal Hanım Enver’i şaşırtarak: -Kardeşindir oğul, kardeşin. Enver düşündü, belki de kavgayı unutmuşlardı. Ki bu Enver için daha iyiydi. Kısa süre sonra kapıda Ferid belirdi. Pek samimiyetsiz şekilde merhabalaştıktan sonra içeriye geçtiler. Uzun süren sessizliği Enver bozdu. Ve kısaca ne olup bittiğini, neden geldiğini anlattı. Gülnihal Hanım ağlarken Enver son sözlerini ediyordu: -Çok vakit rahatsızlık vermek istemem fakat gidecek yerim kalmadı. Ferid çocukluğunda olduğu gibi gamsız bir hareketle: -Başın sağ olsun. Enver bu sözün zordan söylendiğini anlamıştı. Ama bir şey diyemezdi. Kabalık da edilse onların evinde kalıyordu. Geceye kadar kimse söz etmedi. Yatma saati gelmişti. Gülnihal Hanım, Enver’in üstüne bir şeyler ayarlamış. Ve yatak hazırlamıştı. Enver yorgun olmasına rağmen uyuyamadı. Aklına anası, babası ve vatanı geliyordu. Aklı almıyordu, komşuluk ettiği, ekmeğini paylaştığı insanlar tarafından vatanından edilmesi. O anda aklına bir şey geldi ve umutsuzca güldü. Ekmeğini paylaştığı onu istemiyor, kavga ettiği ise pek istekli olmasa da ona kapı açıyordu. Belki bu düşünce Ferid’i sevdirmedi Enver’e ama ona büyük bir ders verdi.”Herkesle dost olunmaz!” Sabahı zorla getiren Enver, Gülnihal Hanım’ın hazırladığı güzel kahvaltı ile kendine geldi. Ferid kolay uyanmazdı, doğrusu biraz miskindi. Enver’i rahatlatan da buydu. Ferid’in karşısında olması ona rahatsızlık veriyordu. Ferid’in bakışları, Enver’e suçluymuş gibi yöneliyordu. Haklılık payı da vardı ama zorundaydı işte, gidilecek yeri yoktu. Bahçeden gelen bağrışma sesleri Enver’i düşünden uyandırdı. Gülnihal Hanım ve Ferid, Enver üzerinden tartışıyorlardı. Enver aralarına girmek istedi. Ama ayırmak için değil. Gideceğini söylemek için. Enver atıldığında bir bağrış daha oldu sokaktan: -2. Balkan Harbi patlak verdi! Bu Enver’e mutluluk verdi. Aslında ne olursa olsun gidecekti ama gittiği yer belli olmayacaktı. Şimdi savaşa gideceğini bilmek hatta yurdunu geri kazanmak için savaşa gideceğini bilmek onun canına minnetti. Enver teyzesinden helallik isteyip yola koyuldu. Ne de çok şey yaşamıştı şu kısa vakitte. Ne de çok şey kaybetmişti hayatından. Ama şimdi bir umut onu hayata bağlamış. Güç kazandırmıştı. Belki de şehit olacaktı ama mutsuz yaşamaktan iyiydi. Umur insanın yaşayış nedeni olduğu gibi ölüm sebebi de olabilir. Ama şahıs her ikisini de isteyerek yaptığından mutsuzluk duymaz. Yani “umut mutluluktur.”


Burak Basar

6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Bansky

Comentários


bottom of page