top of page
  • Yazarın fotoğrafıFecr-i Ati

Sovyetlere Karşı Türkistan Harekatı

Sararmış takvimin yaprağı 1921 tarihini gösteriyor, bu yılda Harbiye Nazırı, Başkumandan Vekili Enver paşa ve arkasında 40 milyon Türkistanlı, “Korbaşı Harekâtı” yani Türkistan İstiklal mücadelesine katılıyor…

Aslında bu harekâtın adı “Basmacı Harekâtı” olarak da bilinir, ancak bu isimin Sovyetler tarafından harekâtın itibarını düşürmek için kullanıldığı düşünülmektedir. Peki, neden “Basmacılar” demişler? Bu isim harekâttan önceye dayanıyor. Zengin Rusları soyan, çaldıklarını fakirlere dağıtan, Türkistanlı eşkiyalara verilen isimdir, daha sonradan Basmacı denilen kişilerin çoğunluğu harekâta katıldığından bu isim Harekât ile özdeşleşmiştir...

Birinci Cihan Harbi zamanlarına gidelim, Çarlık Rusya savaşta erzaka ve askere ihtiyacı var. Tahmin edin böyle bir zamanda, hayatlarını bin bir güçlükle sürdüren fakirlik illeti ile boğuşan kim Rusya çatısı altında? Türkistanlılar. Çarlık Rusya onlardan cepheye destek olmaları için erzak vermelerini, daha önce ismini bile zinhar duymadıkları topraklarda savaşmaları için oğullarını istedi. Bunun üzerine Türkistanlılar ayaklandılar ve büyük kayıplar vererek dağlara çekildiler. Bu hadiselerin üstüne çok zaman geçmeden "Ekim Devrimi" gerçekleşti, Vladimir Lenin'in bu yıllarda söylemiş olduğu "Her ulus kendi kaderini tayin etmelidir" sözü Türkistanlılar için ümit oldu. Bu söz üzerine hatta 1917 yılının aralık ayında Hokand'da toplanan kurultay ile bir hükümet kurulması kararlaştırılmıştı, Hokand hükümetinin başında Mustafa Çokay vardı...

Ruslar bir ay sonra bu hükümeti zor kullanarak kanlı bir şekilde kapattı, Mustafa Çokay ülkeden ayrılmaya zorunlu kılındı, böyle kötü olaylara rağmen bilinen iyi bir şey var. 1917 senesinde Bolşevik darbesinden sonra, bağımsız ve hür Türk devletleri kurmak gayesi taşıyan İttihat ve Terakki, başta Kafkaslar olmak üzere Türkistan'da dâhil pek çok yere temsilciler gönderir. Buraya kadar olan her şeyi anlattım, sıra Korbaşı Harekâtının nasıl başladığına geldi. 1918 senesinde, Hokand bölgesinde, Korbaşı Ergaşın liderliği ile başladı. Daha pek zaman geçmemiş iken harekât başka bölgelere de yayıldı, 1918 senesinde başlayan bu harekât çok kanlı geçiyordu. Harekâtın başarılı olduğunu gören Sovyetler, 1919 yılında Türkistanlılara karşı tutumunda yumuşama gösterdi bunun üzerine bazı Türkistanlılar politikasını değiştirerek harekâttan vazgeçti.

Bu mücadeleler sürerken Enver Paşa 1918 senesinde bazı İttihatçı dostları ile İstanbul’dan ayrılıp Kırım'a varır, Kırımdan sonra Kafkasya’ya gider ve Kafkasya yolculuğu başlar, Kafkasya’dan sonra Berlin ve son olarak da Moskova’ya gelir. Moskova’dan sonra Türkiye’ye geçmek niyetinde olsa da bu konuda muvaffak olamadı ve bir komitacı olan Hacı Sami Kuşçubaşı'nın tavsiye etmesi üzerine Türkistan'a gitme girişimlerinde bulundu – Hacı Sami’nin önceden de başarısız bir hayalperest olduğu da belirtilmelidir- ve 11 Ekim tarihinde Enver Paşa Buhara'ya varır. Bir iki tutukluluk döneminden sonra Türkistanlılarca benimsenir, "Yaşasın Turan, Din-i Muhammediye, Halifenin damadı" gibi sloganlar söylerler...

Burada da belirtmeliyiz ki Enver Paşa’nın Ruslara saldırması kısmen kişisel bir nefret haline gelmişti. Nitekim onu Atatürk’e karşı bir koz olarak bekletmeleri ve sonra ona verilen desteği kesmeleri Enver Paşa’yı Harekâta bizzat sevk etmiştir. Tarih varsayımla olmaz fakat Mustafa Kemal Sovyetlere karşı daha kötü bir tutum sergileseydi muhakkak ki Enver Paşa Sovyetlerin gözdesi haline gelecekti…

Enver Paşa'dan faydalanmak isteyen Ruslar onun zinhar kendilerine teslim edilmelerini arzu ediyorlardı, Türkistan'dakilerin ise aksine hiç de Paşayı teslim etme gibi bir düşüncesi yoktu, o halifenin damadı, Türkistan’ın umudu idi! Enver Paşa 8 Kasım 1921 tarihinde Korbaşı Harekatın’a katıldığını şu satırlar ile açıkladı "Türkistan için mücadele lazım. Zaten hak olan ölümden korkarsan, köpek gibi yaşamağı ihtiyar edersin.". Enver Paşanın istiklal hareketine katılması ile umutlar daha da arttı, Paşa harekâtın mücahitlerine haber göndererek cihat çağrısında bulunup komutayı ele aldığını söyledi. Bu çağrı sonrasında Ruslara karşı ardı ardına zaferler kazanılmıştır, zafer kazanıldıkça harekâta katılanlar artmış, kuvvet güçleri düzene bürünmüştür...

Harekât çok iyi gitmekte idi, Ruslar büyük kayıplar veriyordu. Barış istemek zorunda kaldılar, tabii Rusların bu barış teklifi red edildi! Ruslar bölgeye daha fazla asker sevk ettiler bu sefer ana amaç Enver Paşayı öldürmekti, çünkü onlara göre Enver Paşa olmadan harekât kolayca bertaraf edilirdi. Ruslar baskıyı arttırdığı için Korbaşı alayları ayrıldılar, bazı liderler şehit verildi...

- 1922, Ağustosun 24'ü -

Enver Paşa kurban bayramı dolayısı ile mücahitleri toplamış ve bayramlaşıyor, harçlık dağıtıyordu. Bu esnada Ruslar baskın yaptı, tüfeklerin silah sesleri duyuldu. Mücahitler hazırlıksız yakalanmış olsalar da çabucak toparlanıp silaha koştular, Enver Paşa atına atlayıp ve mücahitlere destek vermek için saldırıya geçti. Bölge iki mitralyözle ateşe tutulurken Enver Paşa, birinci mitralyözü ele geçirmesine rağmen diğer mitralyöz tarafından vurularak orada şehit düştü. Harekat Paşadan sonra, 1935'e kadar sürse de gücünü yitirip bitmişti. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürlerimi sunarım, son olarak bu güzel yazıyı Şir Muhammed Bey’in şu sözü ile bitiriyorum “Türkistan Türkistanlılarındır. Türkistan’dan yabancı boyunduruğunu kovacağız.”. Esenlikler...

Berat KUMRU


11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page