top of page

Karar

  • Yazarın fotoğrafı: Fecr-i Ati
    Fecr-i Ati
  • 18 Haz 2019
  • 1 dakikada okunur

Talat günbatımı grisinin loş bir izlenim bıraktığı dar sokakta yürüyordu. Fakat nerede olduğundan, nereye gittiğinden zerre haberdar değildi. Onu meşgul eden kafasında dolaşıp, beyninde kısa süreli zonklamalar yaratan dertleriydi.

İş yerinde patronu terslediğinden işten atılabileceği, hanımının dırdırı, maaşın azlığı ve çocukların ihtiyaçları sırasız halde, darmadağın hücum ediyordu gücü bitmiş zihnine.

Bugün de kovulmamıştı, ne iyiydi değil mi? Fakat bunu yarını da vardı. Gün boyu karısının azarlamalarını dinlememişti. Ya bu, bu daha beterdi. Eninde sonunda eve dönecekti. Belki de bu yüzden ayakları onu bilmediği bir yola sürüklüyordu.

Bugün ilk kez monoton hayatın dışına çıkmıştı. Çıkmıştı ama ne isteyerek ne de bilerek. Sanki hayatı bir sirk hayvanı gibiydi, kafesin içinde özgürlüğü alınmış her türlü azara müsait.

Bazen hızlanıyor bazen yavaşlıyor. Fazla tanımadığı akrabalara öylesine selam vererek gidiyordu. Ayılabilecek gibi değildi. Kafesten salınmış kuş gibi uçmayı ve yaşamayı unutmuş Talat dertler kâbusundan sıyrılabilmek için okkalı bir tokat yemeliydi.

Ama daha beteri cırtlak bir kadın sesiyle ayıldı. Kadın:

-“İntihar edecek, kurtarın şunu!” diye bağırıyordu.

Talat kim demeye kalmadan önündeki görkemli denizin farkına vardı. Nasıl gelmişti buraya veya neden gelmişti? Bunlar önemli değildi onun için. Şu an tek düşündüğü şey intiharın ta kendisiydi. Gerçi karar vermek pek zor değildi ama düşündü Talat. Ölüme uzanan bir adım, eve giden bin adımdan kolaydı. Ve umursamazca bir adım daha atıp cırtlak teyzeyi haklı çıkardı.

Burak BASAR


Comments


bottom of page