top of page
  • Yazarın fotoğrafıFecr-i Ati

Ordu Kademeli olarak Nasıl Terhis Ediliyor? Anlayalım…



Bu soruyu anlamak için belli başlı şeyleri bilmemiz gerekiyor sevgili arkadaşlar. Bilmemiz gerekenler başlıca şunlardır;

1-Ordunun Türk Devletlerinde Önemi

2-Devlet ve Ordu İlişkileri

3-Halk ile Ordu İlişkileri

4-Harp Okulları ve İçinde Yetişen Gençler

5-Ordudan Neden Korkulur ya da Ordudan Korkulur mu?

6-Ordu İçten Nasıl Çökebilir?

7-Halkın Gözünde Ordu Nasıl Kötülenebilir?

Evet, daha fazla uzatmak mümkün ama şimdilik bu yedi başlık altında değerlendirirsek konuyu kolaylıkla anlatabilmek mümkün. İsterseniz başlık, başlık ilerleyelim. Bu arada bu satırları Rumeli Türküleri dinleyip çay yudumladığım serin bir yaz gecesi kaleme almaktayım ve bunun verdiği zevk kadarını daha önce hiç tatmadım. Çok uzatmadan konumuza geçelim.

1-Ordunun Türk Devletlerinde Önemi: Ordu sadece Türkler için değil nerdeyse bütün devletler için en önemli ve en düzenli savunma kaynağıdır. Bu şüphesiz fakat Türkler gibi konar-göçer milletler için ordunun önemi daha büyüktür. Çünkü bu milletler, bu toplumlar için ordu demek bir nevi millet demektir; millet-ordu anlayışı yani. Bundan dolayı nerdeyse bütün Türk boyları savaşçı bir yapıya sahiptir bu yapıyı reddeden boylar ise kısa süre içerisinde asimile olmuştur. Galiba bu yüzdendir ki daha küçükken duyduğumuz “her Türk asker doğar” lafı doğruluk payı olan ve bize özümüzü hatırlatan bir sözdür. İlerlemeden şunu da belirteyim burada okuduklarınızın sonuna kadar arkasındayım ve bunlar benim fikirlerim, pişman olmak demek fikirlerini değiştirmek demektir ama ben Türk hakkındaki fikirlerim hep sabittir. Kısaca toparlayayım; millet-ordu anlayışına sahip Tükler için Ordu, Devlet; Devlet, Ordu demekti. Bundan dolayı Halkı Devlete ne kadar güveniyorsa iki katı kadarda orduya güvenmektedir.

2-Devlet-Ordu İlişkileri ve 3. Başlık Olan Halk-Ordu İlişkileri: “Yakub cemil misali, önce vatan; önce vatan diyerek.” Kusura bakmayın dalmışım ne güzel şey şu öz değerlerimiz değil mi? Bana soracak olursanız bizi biz yapan şeyler ne Anadolu da, nede Asya pardon, Türkistan da; Bizi biz yapan şeyler Milletimiz nerde ise orda. Evet, ne diyorduk Devlet-Ordu ilişkileri; aslında bakacak olursak bu iki kısmı ayrı olarak değerlendirmemiz pek doğru değil. Çünkü nerdeyse her Türk devletinde devlet yöneticisi aynı zamanda ordu komutanı idi. Bu Genç Cumhuriyetin kurulduğu dönemde de böyleydi, Atatürk’e neden “Baş Komutan” deriz hala. Cevap aslında basit çünkü o Türklerin artık son başbuğu idi ve öyle kalmaya devam edecek aynı zamanda Modern Türk Ordusunun ilk ve son komutanı da kendisidir. Devlet-Ordu ilişkileri birbirlerinden ayrılana kadar gayet ılıman bir düzeyde ilerlemiştir arda sırada küçük sayılamayacak olaylar da yaşanmış olsa da pek büyük şeyler patlak vermemiştir. Ama II. Hamid döneminde baskılanmaktan sıkılan ve sürekli alı konulan Halk ve Ordu ilk defa büyük bir olaya imza atmış ve belki de Osmanlının tahtını en sağlam tutan padişahını devirmeyi başarmışlardır. O günden sonra Ordu uzun bir dönem Devletin işlerine karışmaktan çekinmemiş ve korkmamıştır. Halk ise kendini orduya güven duymak zorunda hissetmiş ve sesini pek çıkaramamıştır. Bir sonraki başlığa geçmeden müsaadenizle çayımı tazeleyeyim…

9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Enver

1.Balkan Harbi daha yeni bitmişti. Enver biraz bitkin biraz umutsuz , Anadolu’ya yol almıştı. Kolay değildi ne de olsa doğduğu topraklar...

Bansky

Comments


bottom of page